L'OREL PARİS GÜZELLERİ VE YOGAYA BAŞLAMA SERÜVENİM!
- Muzaffer Alemdar

- 22 Eki 2024
- 2 dakikada okunur
Yogaya başlama serüvenim: Bu yazıda sizlere yogaya nasıl merak sardığımı anlatmak istiyorum. Bundan yaklaşık 13 sene önce bir spor kulübünde fitness koçluğu yapıyordum. Özel dersler veriyor, pilates, aerobik ve spinning dersleri verdiğim dönemde kırmızı taytımı da giyiyordum. Çok keyifli günlerdi,
O yıl L’Oréal Paris’in Türkiye Güzellik Yarışması vardı, oldukça popülerdi o dönem. Bir gün yarışmacı kızlar, kamp döneminde bizim salona TV ekibiyle birlikte geldiler. Kızlar spor yaparken çekim yapılacak ve Fox TV' de yayınlanacaktı. Biz hocalar da haliyle çok mutluyuz. Rıza diye bir arkadaşım var, uzağı göremiyor; kızlara bakmaktan gözleri iyice bozulmuştu. Kızlar spor yaparken, biz de yanlarına gidip ağırlık kaldırıp kaslarımızı şişiriyoruz, o kadar ilginç bir enerji vardı ki, anlatamam. 20 hoca, hepimiz kaslı ve heyecanlı!
Bir gün fitness müdürümüz hepimizi topladı. “Muhtemelen kimse çıkmaz ama sormak zorundayım,” dedi, umutsuzca. “FOX TV, kızları yoga yaparken çekim yapacakmış. Yoga dersi verebilecek biri lazım, aranızda bilen var mı?” Kimseden ses çıkmadı, herkes başını öne eğdi. Ben içimden dedim ki, “Bir daha hayatımda bu kadar güzel kızı bir arada bulup grup dersi veremem, bu benim için çok güzel bir deneyim olacak" diye düşünüp.” Hemen atıldım: “Evet, ben dedim!” Arkadaşlarım, “Olum, nereden biliyorsun yoga?” diye dalga geçseler de müdür, “Tamam Muzaffer, sen ver,” dedi, isteksizce.
O zaman yogayla ilgili tek bildiğim şey, kalemle kağıda “yoga” yazmaktı; o kadar uzağım. Ama sadece bir günüm var ve o bir günde yoga öğrenmem gerekiyor. İlk işim Kadıköy Akmar Pasajı’na gidip siyah bir şalvar almak oldu ve hemen eve gittim. Bilgisayarım bozuktu o dönem, gerçi o zamanlar YouTube da yaygın değildi. Küçüklüğümden beri dergi biriktiririm; eski dergileri karıştırırken yoga hareketlerini gösteren bir sayfa buldum. On hareket vardı, çok sevinmiştim, hemen ezberledim.
Ertesi gün şalvarımı giyip salona gittim. Hoca arkadaşlarım kahkahalarla güldü, “Yahu ne adamsın!” diye. Kameramanlar geldi, ben de stüdyoya geçtim. Kulaklık taktılar, kızları bekliyorum. “Bir saat yoga dersi vereceksin, sonra kızlara 1’den 10’a kadar puan ver,” dediler. En yüksek puanı alan kızı, FOX TV kamptan çıkarıp akşam yemeğine götürecekmiş. Tamam dedim. Kızlar geldi, bir çember oluşturdular, ben de ortalarında duruyorum. O günden bu yana çemberlerin ortasından pek ayrılmadım zaten. Ama o an kızları ve kamerayı görünce ezberlediğim tüm hareketleri unuttum. “Çekim başlasın!” dedi yönetmen. Ben de dedim "bismillah" ve kendi uydurduğum hareketlerle derse başladım. Sonradan öğrendim ki, o gün yoga, hatta fitness literatüründe olmayan, bambaşka 10 hareket yaptırmışım. Nasıl bir enerji geldiyse artık!

Ders bitti, kızlar sırayla önüme gelip puan bekliyor. Ama ben ders esnasında puan vereceğimi unuttuğum için kızlara hareketleri nasıl yapıyorlar diye bakmadım. Baktım ama o gözle bakmadım. Ne yapacağım diye düşünürken, “Madem akşam yemeği yiyeceğim, en güzel kızla yiyeyim,” dedim ve en beğendiğime 10 puan verdim. Kızlarla vedalaştık, hemen yönetmenin yanına gidip, “Ben eve gidip hazırlanayım, yemek nerede olacak?” diye sordum. Yönetmen gülerek, “Sadece kız gidecek,” dedi. Ben de kendime güldüm, arkadaşlarım da bu duruma çok güldü haliyle.
Madem öyle dedim ve böylece yogaya merakım başlamış oldu.
.



Yorumlar