top of page

Alma Verme Dengesi - Karma Yoga

Güncelleme tarihi: 11 Mar

Alma Verme Dengesi Karma Yoga:


“Zeynep, bana şu öğrendiğini anlatır mısın?” Tabii ki, anlatırım; ama sen de bana bir şey yap ki alma-verme dengesi sağlansın.

Bu cümleyi duyduğunuzda, o spiritüel arkadaşınızı kenara çekip şöyle deyin:

Sevgili Zeynep,

Birine bir şey verdiğimizde—bu sevgi, maddiyat, bilgi ya da başka bir şey olabilir—“Acaba ben ne almalıyım?” düşüncesi, tüm spiritüel ve dini öğretilerle uyuşmayan bir yaklaşımdır. Belki içinden şöyle diyebilirsin: “Hep ben vericiyim; sevgiyi, yardımı, ilgiyi arkadaşlarıma veren benim ama karşılığını alamıyorum. Bu beni huzursuz ediyor ve mutsuz oluyorum.” O zaman verme! Bu noktada kendimize sormamız gereken tek bir soru vardır: "Neden seni huzursuz eden bir şeyi yapmaya devam ediyorsun ki?"


Şimdi tüm yaptığınız ritüelleri düşünün: meditasyon, namaz, vb. Bu ritüelleri yaparken içinde bir açılım yaşama ihtiyacı doğduğunda, o spiritüel kapıyı aralayacak bir anahtara ihtiyaç duyarsın. Ancak açılımı yaşayamadığında, farklı yöntem ve teknikler arayışına girersin, çünkü diğeri çalışmamıştır.

Ahh, ahh... Çalışıyor aslında, fakat sen "benzini" koymayı unuttun! Ve benzini gelip başkasının koymasını beklediğin için farklı yöntem arayışlarına girdin. Sonra oradan oraya dolaşıp durarak spiritüel bir sarmalın içine düştün. Yaptığın çalışmanın çalışması için gerekli olan "benzin" vermektir. Vermek, zeka ile birleştiğinde, işte o zaman yol almaya hazırsındır.

alma verme dengesi sevgi

Zekayı, spiritüel yolculuklarımızda genellikle unuturuz. Zihin, sürekli olarak bir şeyler bekler, onay arar. Hangi kelimeleri kullanacağımızı bile başkalarından öğrenmeye çalışırız, bir robot gibi. “İstiyor muyum demeliyim, istedim oldu mu demeliyim? Dileklerimde ‘istiyorum’ dersem evren beni yanlış anlar ve kıtlık bilincine girermişim. Hay senin kıtlık bilincine!” Bu spiritüalizm değildir. Bu, zihni özgürleştirip spiritüel uyanışa geçmek için önündeki büyük bir engeldir. Birisi sana nasıl konuşacağını, hangi kelimeleri kullanacağını söylüyor ve sen de bunları yapıyorsun!


Zihnimizi özgürleştirmek yerine, onu daha da kısıtlıyoruz. Bu durum, spiritüel öğretilerin amaçlarına tamamen aykırıdır. Bunu söyleyenler aslında kasıtlı yapmıyorlar. Sadece duyduklarını anlatıyorlar, deneyimlemeden. Niyetleri kötü olmasa da “zekayı” kullanamadıkları için “zekayı” kullanamayan insanları etkiliyorlar. Ve toplumların büyük kısmı "zekayı" kullanamayanlardan oluşmuştur. Bu kişileri yargılamak için değil, onları düzeltmek için de değil yazdıklarım. Bu söylediklerim, gözlemleyip fark ettiğinizde görülecek şeylerdir. Peki, bu durumda ne yapabiliriz? Hiçbir şey! Herkesin kendi yolu var; ona göre bu doğru, başkasına göre o doğru. Sistemin doğruları ise kişinin deneyim, zeka ve farkındalığıyla tezahür eder.


Karma Yoga der ki: "Ver kardeşim, hep ver; güneş gibi, yağmur gibi, karşılık beklemeden ver." Hiçbir şey veremiyorsan bile, bir gülümseme ver, birine dokun, selam ver, bir kediye mama ver. Bu tür vermeler, peşinden koştuğumuz o açılımların kapılarını açacaktır. Geceleri huzurlu uyumanı sağlayacak, zihnini susturacak ve sevgiyi deneyimlemeni mümkün kılacaktır.


Kur'an'da da vermek, Leyl Suresi'nde şöyle ifade edilir: "Malından verip arınan, temizlenen ve bunu sadece Yüce Rabbine duyduğu özlemle yapan kişi, rızaya erecek ve kesinlikle mutlu olacaktır." Bu öğretiler, nasıl da aynı kaynaktan, nasıl da tek bir yerden geliyor! Bu ayet üzerine yüzlerce sayfa yazılabilir, ancak senden sadece "Yüce Rabbine özlem duyarak veren" cümlesini düşünmeni istiyorum. Bu cümle, kendini tanıma yolculuğunda bir geçiş noktası olabilir, kim bilir!


Namaste

Eyvallah...



留言


© 2023 by Muzaffer Alemdar Tüm hakları saklıdır.

MESAJ GÖNDER

 

​​

​muzafferalemdar1@gmail.com

  • Black Instagram Icon
  • Black YouTube Icon
bottom of page